Kolektif İnsan Zekası

Kolektif insan zekasının geri kalmışlığını hangi davranış biçimlerinin cezalandırıldığına bakarak anlayabiliriz.

Yetenekli insanlar ödüllendirilmek yerine sıkıcı iş kollarına sürülüyor. Bu rutini kabullenemeyenler ve kalitesiyle toplumda yer edinemeyip intihar edenler dinden men ediliyor. Bunun yerine dini, duygu ve inanç sömürüsü olarak kullanarak bunu gösteri haline getirenleri, umut tüccarlığı yapanları, üretim bandında sakat kalarak geçimini sağlayamayan insanların ailelerini aç bırakan dev şirket yöneticilerini ödüllendiriyoruz.

Görülmemiş yeteneklere sahip kimi insanlar, sadece yeteneklerini paraya çeviremedikleri için aç kalıyorlar. Gelir dağılımını kaç kişinin hayatına dokunabildiğimize, etik bilincimize, fiziksel zarar vermemenin yanı sıra ruhsal katkı ve özveride bulunma istencimize göre yapmıyoruz. Yeteneklerini paraya çevirme kabiliyeti, gerekli girişimcilik veya çevre herkeste bulunmadığından; ülkemizde bu açığı kapatabilecek menajerlik/cr/pr sistemi bulunmaması da cabası.

Objektifin başka bir açısındaki ucundaysa diğer bir vasatlığımız fark edilmeyi bekliyor. Dünyayı değiştirebilecek fikri olan yüksek zekayı, toplumdan dışlayarak, aramıza almayarak, deli diyerek sürüyoruz. Herkesin refahını sağlayan inovatif fikirlerin, teknolojik, bilimsel ve tıbbi alanlardaki ilerlemenin bu zihinler tarafından üretildiğini bir türlü hatırlayamıyoruz ve fark edemiyoruz! Biz bu 'deli'leri dışladığımızı için sefil ve acı dolu bir hayat sürerek, genlerini devam ettirmeye belki fırsat bile bulamadan, bizim gelişmişlik seviyemizi yükselterek aramızdan ayrılıyorlar.

Geriye düşük zekalı, birbirine üstünlüğünü kanıtlamak için yarış içinde olan ve yer kapmacada, yamyamlıkta önde giden, açlığı asla doyurulamayan 'sosyaller' kalıyor. Dünya kolayca güdülebilir, hiç bir şeyden şikayet edemeyen 'aptallar' ordusuna dönüşmekte kurtulamıyor.

Sonuç olarak tüm bu aptallığın ortasında;
Ruhumuza ve özgürlük anlayışımıza uygun olmayan, önceden planlanmış bir kurgunun içindeyiz.
Hepimizi yorgun bırakan, dikkati eksik, önemsenecek fikirlere anlayış geliştirmeyen bıkmış enkazdan başka şeye çevirmeyen düşmanca planlanmış bir kurgu. Bütün bu zorunluluklara geliştirdiğimiz bir tepki olarak, kendimizi kaybetmeye, bir türlü doldurulamayan bir boşluğu tamir etmek için olmadık eğlenceler üretmeye adanıyoruz.

Oysa ki önemli olan kendimizi bulmaya giden yoldaki gülümseten tesadüflerle buluşabilmek!
Ve uzay çağında, gelişmiş insan ırkını üretmek üzere imgelemeye başlayabilmek...


ZEYNEP KAPLAN
Kaleme Aldığım : 29 Eylül 2021

Comments