Kimi zaman filmlerde gördüğümüz ve kurgu olduğuna inandığımız şeyler, gerçek hayatta birilerinin başına gerçekten de gelir. Başkalarına anlatmanın pek de anlamlı olmayacağı deneyimler... Bunun için de gerçekten deneyimlenebilen şeyler olup olmadığı tartışma konusu olmaktan uzaktır. Senin başına gelirse bilirsin.
Bilirsin ki bu sana özgü bir yetenek değil. Senin eyleme geçirdiğin ya da dilediğin zaman dilediğin şekilde tekrar edebileceğin bir şey değil. Senin gibi birkaçına atfedilmiş, senin vasıtanla tezahür eden bir fenomen diye bahsi geçebilir belki.
Sen o kişi olduğun, orada bulunduğun, o şeyi düşündüğün, onu bilmeyi arzu ettiğin, araştırdığın, peşinden gittiğin, o seviyede olduğun için. Ruhsal bir seviye, ya da enerjisel. Senin başına gelir. Ve senin gibi başka bir kaçının. Kendin deneyimlemesen inanmayacağın şeyler.
İşte, bunları kimseye anlatamazsın. Fakat belki sezdirebilirsin. Gerçekliğine inandığın bir fikirmişçesine savunabilirsin ya da. Tanıtabilirsin. Bilinmesini sağlarsın.
Ve Bilmek Her Şeyi Değiştirir!
Böylece fenomen, ortak bilince aktarılmış olur. Daha sonra gücü ve iradesi olanlar tarafından gerçekleştirilmek için bekler ve doğru zamanı kollar. Konu hakkında kafa yoranlar arasında araştırmalar, deneyler başlar.
"Uzaya gerçekten gidebilir miyiz?"
"Işınlanma gerçekten mümkün mü?"
"3D yazıcılarla besin üretip açlığa son verebilir miyiz?"
"Epigenetik (bebek gelişiminin anne bedeni ışında gerçekleşmesi) mümkün mü?"
"Genetik sağaltımla bazı hastalıkları insanlığın geleceğinden tamamen silebilir miyiz? "
"Uzaylılar tarafından kaçırıldığını iddia eden tüm o insanlar gerçekten kaçırıldı mı? Ve bunu sonradan hatırlıyor olmak mümkün mü?" :P :P :P
Kimisi bu fenomenler üzerine kitaplar yazar, filmler yapar. İlham alanlar, haberdar olanlar, bu 'deliliğin' kendilerine uğradığı kişiler...
Kimi zaman da bunu finanse edebilecek, enerjisini zamanını vakfedecek insanlar tarafından sahiplenilir.
Kapsayıcı Benimseme...
Ortak İrade…
Evrende olmayacak şeyleri olasılıklı hale getirir.
Bu fenomenlerden bazıları bizim olasılık uzayımız ya da gerçekliğimiz için mümkün değil.
Örneğin ışınlanma…
Maddesel bendenlerle mümkün değil. Fakat enerji bedenleriyle mümkün.
Kendimiz enerji bedenlerine sahip olmadığımız için; saf enerjiden oluşmuş bedenlerin var olmadıklarını varsayabilir miyiz?
Enerji alanlarını, novayı, füzyonu, rezonans alanlarını henüz tam olarak kavrayamamışken; tüm bunların olasılıksızlığından bahsedebilir miyiz?
Bizim için mümkün olmadıklarından, hayal ürünü olduklarını düşünmek egolarımızın bir ürünü olamaz mı?
Biz Hayal Edelim Ki Olsun!
Asimov’dan alıntılayacak olursam:
“ Resonans üretebilen bir enerji alanı kurularak, belirsizlik gereksinimleri kapsamında; atomaltı parçacıkların ‘kullanılan modeldeki aynı konumların örüntüleri'ni eksiksiz bir biçimde kaplamasıyla, enerji maddeye dönüştürülebilir. Sonuç mükemmel bir kopyadır.”
Bildiğim tek şeyi sizinle paylaşmak istiyorum:
Bilmek herşeyi değiştirir!
Evrenin tüm oluşumunu, gidişatını ve geleceğini yeniden şekillendirir. Alternatif gerçekliklere açılan boyut kapısıdır.
BİLMEK...!
Haberdar "Olmak ya da Olmamak…"
Zeynep Kaplan
Kaleme Aldığım: 18 Ağustos 2022 - perşembe 13:50 Blog'umda İlk Yayımladığım: 18 Ağustos 2022
Bilirsin ki bu sana özgü bir yetenek değil. Senin eyleme geçirdiğin ya da dilediğin zaman dilediğin şekilde tekrar edebileceğin bir şey değil. Senin gibi birkaçına atfedilmiş, senin vasıtanla tezahür eden bir fenomen diye bahsi geçebilir belki.
Sen o kişi olduğun, orada bulunduğun, o şeyi düşündüğün, onu bilmeyi arzu ettiğin, araştırdığın, peşinden gittiğin, o seviyede olduğun için. Ruhsal bir seviye, ya da enerjisel. Senin başına gelir. Ve senin gibi başka bir kaçının. Kendin deneyimlemesen inanmayacağın şeyler.
İşte, bunları kimseye anlatamazsın. Fakat belki sezdirebilirsin. Gerçekliğine inandığın bir fikirmişçesine savunabilirsin ya da. Tanıtabilirsin. Bilinmesini sağlarsın.
Ve Bilmek Her Şeyi Değiştirir!
Böylece fenomen, ortak bilince aktarılmış olur. Daha sonra gücü ve iradesi olanlar tarafından gerçekleştirilmek için bekler ve doğru zamanı kollar. Konu hakkında kafa yoranlar arasında araştırmalar, deneyler başlar.
"Uzaya gerçekten gidebilir miyiz?"
"Işınlanma gerçekten mümkün mü?"
"3D yazıcılarla besin üretip açlığa son verebilir miyiz?"
"Epigenetik (bebek gelişiminin anne bedeni ışında gerçekleşmesi) mümkün mü?"
"Genetik sağaltımla bazı hastalıkları insanlığın geleceğinden tamamen silebilir miyiz? "
"Uzaylılar tarafından kaçırıldığını iddia eden tüm o insanlar gerçekten kaçırıldı mı? Ve bunu sonradan hatırlıyor olmak mümkün mü?" :P :P :P
Kimisi bu fenomenler üzerine kitaplar yazar, filmler yapar. İlham alanlar, haberdar olanlar, bu 'deliliğin' kendilerine uğradığı kişiler...
Kimi zaman da bunu finanse edebilecek, enerjisini zamanını vakfedecek insanlar tarafından sahiplenilir.
Kapsayıcı Benimseme...
Ortak İrade…
Evrende olmayacak şeyleri olasılıklı hale getirir.
Bu fenomenlerden bazıları bizim olasılık uzayımız ya da gerçekliğimiz için mümkün değil.
Örneğin ışınlanma…
Maddesel bendenlerle mümkün değil. Fakat enerji bedenleriyle mümkün.
Kendimiz enerji bedenlerine sahip olmadığımız için; saf enerjiden oluşmuş bedenlerin var olmadıklarını varsayabilir miyiz?
Enerji alanlarını, novayı, füzyonu, rezonans alanlarını henüz tam olarak kavrayamamışken; tüm bunların olasılıksızlığından bahsedebilir miyiz?
Bizim için mümkün olmadıklarından, hayal ürünü olduklarını düşünmek egolarımızın bir ürünü olamaz mı?
Biz Hayal Edelim Ki Olsun!
Asimov’dan alıntılayacak olursam:
“ Resonans üretebilen bir enerji alanı kurularak, belirsizlik gereksinimleri kapsamında; atomaltı parçacıkların ‘kullanılan modeldeki aynı konumların örüntüleri'ni eksiksiz bir biçimde kaplamasıyla, enerji maddeye dönüştürülebilir. Sonuç mükemmel bir kopyadır.”
Bildiğim tek şeyi sizinle paylaşmak istiyorum:
Bilmek herşeyi değiştirir!
Evrenin tüm oluşumunu, gidişatını ve geleceğini yeniden şekillendirir. Alternatif gerçekliklere açılan boyut kapısıdır.
BİLMEK...!
Haberdar "Olmak ya da Olmamak…"
Zeynep Kaplan
Kaleme Aldığım: 18 Ağustos 2022 - perşembe 13:50 Blog'umda İlk Yayımladığım: 18 Ağustos 2022
Comments
Post a Comment