Yaşamlarım arasında gezip seni arıyorum
Seni bu hayatta bulamazsam buradan hızlıca kurtulmalıyım
Ve başka hayatlara da bakmalıyım
Beni bir gün hatırlayacaksın, biliyorum
Ve o gün bitecek bu sallantı, sarsıntılar
Ellerimiz bir araya geldiğinde…
Yaşamlarım arasında dolaşıp seni arıyorum
Hangi yaşamdaki sen, bana sarılırsa, ben o yaşamda kalıcam
Hayatımıza ve sana sımsıkı sarılıp hiç bırakmıcam
Senin beni tanımadığın, hatırlayamadığın yaşamlardan yavaşça kayıp gidicem
Mücadele etmeden ve serzenişler olmaksızın…
Şimdi sana biraz yolculuğumu anlatayım ve tanış olalım.
*
Karanlık…
Kendimi annemin rahmine dönmüş buluyorum
Babam hamile annemi döverken ben orada tutunmaya çalışıyorum
İkimizi birden dövdüğünün farkında mı?
Benim bunu bildiğimin.. Hatırlayacağımın… Farkında mı?
Her sarsıntıda bağlarım kopabilir
Bağlarım çok zayıf
Ben çok zayıfım
Her an hayattan koparılabilirim
Her an’ım dehşet dolu
Korku, güvensizlik, küskünlükle örülü ruhumun kumaşı
‘Neden istenmiyorum’ hissiyle dolu
Annem kanamalar geçiriyor. Doktorlara gidiliyor
Daha önce de aynı nedenden, dayak yemekten düşük yaptığı için
Beni artık yataktan hiç kalkmayarak hayatta tutmaya çalışıyor
Hayat hep bir risk benim için…
Annemin iç sesi yine de kararlı
“
Buradan hiç kımıldamayacağız güzel kızım
Hiç bir yere gitmiyoruz
Hiç bir şey yapmıyoruz
Nerede mevcutsak, bu mide bulantısı ve sallanma hissi geçene kadar yerimize razı kalmak en güvenlisi
Ben seni tutamıyorum. Baban seni tutamıyor
Bunu sen başaracaksın.
”
Bense…
Tutunamıyorum.
Hep bu deprem hissi…
Ayaklarımın altında zemin sarsılıyor
Hayat denen güzel kadının gülümseyen yüzünden yavaşça süzülerek boşluklara düşüyorum
Ben hayatın yakıcı göz yaşlarıyım
Titrekçe, yumuşacık bu teni terk etmekte olan
Güzel yüzlerde tutunamayan...
Hep güzelliklerin, iyiliklerin kıyısından uçurumlara atlarken bulan kendini...
İçimdeki düşme hissi bundan, biliyorum
Hiçbir şeye ait olamıyor, hiçbir yerde uzun kalamıyorum
“Kalmak istiyorsan biraz daha durabilirsin” diye kendime hatırlatmam gerekiyor
İnsanların arasında güvende hissetmek için çabaya ve özveriye ihtiyacım oluyor
Tüm bu sayıklama halinden midir bilmem, bazen kalırken sabitlendiğimi de hissediyorum
Ellerim kollarım bacaklarım sabitleniyor
Oturduğum yerden kalkamıyorum. Bulunduğum yerden gidemiyorum. Kımıldayamıyorum
Hatta konuşamıyorum bile. Düzgün, mantıklı cümleler kuramıyorum
Herkes tutukluğuma takılıyormuşçasına, bu kez daha da gömülüyorum sabitliğime…
Ben annemin rahminde tutunmaya çalışanım...
Minik ve karanlık benim evrenim ...
Varolmayı kendim seçmediğim, istemediğim halde;
Henüz dünyaya bile gelmeden dayak yemek, acı çekmek zorunda kaldım...
Bu darbeler çok hoyrat, insafsız
Tüm manalar yitip gidiyor
Izdırabın buğulu nefesi!
Sen ve ben biriz
Yalnızca ikimiz
Şimdi tut beni ve bırakma
Kimse varlığımı bilmezken, sen gör beni, sen duy sesimi, hisset beni ve yadırgama
Al beni içine, her bir parçana ait olup evrene, yaşama, varoluşa dair olayım
Ve sonra bu minik buğu parçacıklarının her birinin içine girip onlarla yükseliyorum
Evrenin dört bir yanına onlarla taşınıp dağılıyorum
Tekrar rahmin içindeyim
Ben annemin rahmiyim
Ve içimde acı çeken, duvarlarıma çarpan, minicik bedenleri hırpalanıp duran tüm bebekleri kucaklayıp sarıyorum
Tutunamadıkları anlarda yanaklarını okşayıp bebek ellerini seviyorum
Ve kulaklarına fısıldıyorum
“
Bunu birlikte yapıcaz. Yanıdayım. Hiç bir yere gitmiyorum.
Biz biriz. Ve eşsiziz.
Yolcuğumuz aydınlığa ve öyle de olacak.
Birlikte ışığa kavuşucaz.
Henüz bir avuç hücreden ibaretmiş gibi görünsek de
Bu minik, karanlık evrenimizde
Biz kara maddeyiz
Henüz var olmamış olan
Şekillenmemiş ve tüm o enerjiyi dönüştürmeye her an hazır
Tüm olasılıklarız, henüz tezahür etmemiş olan...
Evrenin bir sonraki öyküsünü birlikte yazıcaz
Yaşama, var oluş serüvenine ve aşka dair...
“
Acı Çeken Tüm Çocuklara...
Yetişkin bedeni içinde çocukluğuna sıkışıp kalmış, acı çeken tüm ruhlara...
İthaf ediyorum
Zeynep Kaplan
Kaleme Aldığım: 16 Ağustos 2022 (9:33)
Blog'umda İlk Yayımladığım Tarih: 16 Ağustos 2022
Yazarın Notu:
Bir süredir neden ölmek isteme hissinin bu kadar sık gelip durduğunu irdeliyordum. Bilinç altımı tırmalamayı severim. Tanıyanlar bilir. Bilinç altımın aralıklarından sızanları zihnimin süzgecinde toparlamaya çalışıp bu yazıyı çıkardım.
Sanırım yine de bir şekilde hissedildiği haliyle sunulamıyor ve yazıya dökülemiyor.
Ne yazık ki...
Yine de
Yokluğun, hiçliğin, ölmek hissinin karanlığından sıyrılıp yaşamı seçmek...
Aşkı bulmaya giden ilk adım, kim bilir...
Öyle de olur belki...
*
Dün akşamki yine ve hep doyurucu olan sohbetimiz beni yine çok etkilediği, tetiklediği, harekete geçirdiği için de Şebnem'in gözlerinden öpüyorum. Öpücükler. Kalpler!
İlham Perisi misin nesin :)
Seni bu hayatta bulamazsam buradan hızlıca kurtulmalıyım
Ve başka hayatlara da bakmalıyım
Beni bir gün hatırlayacaksın, biliyorum
Ve o gün bitecek bu sallantı, sarsıntılar
Ellerimiz bir araya geldiğinde…
Yaşamlarım arasında dolaşıp seni arıyorum
Hangi yaşamdaki sen, bana sarılırsa, ben o yaşamda kalıcam
Hayatımıza ve sana sımsıkı sarılıp hiç bırakmıcam
Senin beni tanımadığın, hatırlayamadığın yaşamlardan yavaşça kayıp gidicem
Mücadele etmeden ve serzenişler olmaksızın…
Şimdi sana biraz yolculuğumu anlatayım ve tanış olalım.
*
Karanlık…
Kendimi annemin rahmine dönmüş buluyorum
Babam hamile annemi döverken ben orada tutunmaya çalışıyorum
İkimizi birden dövdüğünün farkında mı?
Benim bunu bildiğimin.. Hatırlayacağımın… Farkında mı?
Her sarsıntıda bağlarım kopabilir
Bağlarım çok zayıf
Ben çok zayıfım
Her an hayattan koparılabilirim
Her an’ım dehşet dolu
Korku, güvensizlik, küskünlükle örülü ruhumun kumaşı
‘Neden istenmiyorum’ hissiyle dolu
Annem kanamalar geçiriyor. Doktorlara gidiliyor
Daha önce de aynı nedenden, dayak yemekten düşük yaptığı için
Beni artık yataktan hiç kalkmayarak hayatta tutmaya çalışıyor
Hayat hep bir risk benim için…
Annemin iç sesi yine de kararlı
“
Buradan hiç kımıldamayacağız güzel kızım
Hiç bir yere gitmiyoruz
Hiç bir şey yapmıyoruz
Nerede mevcutsak, bu mide bulantısı ve sallanma hissi geçene kadar yerimize razı kalmak en güvenlisi
Ben seni tutamıyorum. Baban seni tutamıyor
Bunu sen başaracaksın.
”
Bense…
Tutunamıyorum.
Hep bu deprem hissi…
Ayaklarımın altında zemin sarsılıyor
Hayat denen güzel kadının gülümseyen yüzünden yavaşça süzülerek boşluklara düşüyorum
Ben hayatın yakıcı göz yaşlarıyım
Titrekçe, yumuşacık bu teni terk etmekte olan
Güzel yüzlerde tutunamayan...
Hep güzelliklerin, iyiliklerin kıyısından uçurumlara atlarken bulan kendini...
İçimdeki düşme hissi bundan, biliyorum
Hiçbir şeye ait olamıyor, hiçbir yerde uzun kalamıyorum
“Kalmak istiyorsan biraz daha durabilirsin” diye kendime hatırlatmam gerekiyor
İnsanların arasında güvende hissetmek için çabaya ve özveriye ihtiyacım oluyor
Tüm bu sayıklama halinden midir bilmem, bazen kalırken sabitlendiğimi de hissediyorum
Ellerim kollarım bacaklarım sabitleniyor
Oturduğum yerden kalkamıyorum. Bulunduğum yerden gidemiyorum. Kımıldayamıyorum
Hatta konuşamıyorum bile. Düzgün, mantıklı cümleler kuramıyorum
Herkes tutukluğuma takılıyormuşçasına, bu kez daha da gömülüyorum sabitliğime…
Ben annemin rahminde tutunmaya çalışanım...
Minik ve karanlık benim evrenim ...
Varolmayı kendim seçmediğim, istemediğim halde;
Henüz dünyaya bile gelmeden dayak yemek, acı çekmek zorunda kaldım...
Bu darbeler çok hoyrat, insafsız
Tüm manalar yitip gidiyor
Izdırabın buğulu nefesi!
Sen ve ben biriz
Yalnızca ikimiz
Şimdi tut beni ve bırakma
Kimse varlığımı bilmezken, sen gör beni, sen duy sesimi, hisset beni ve yadırgama
Al beni içine, her bir parçana ait olup evrene, yaşama, varoluşa dair olayım
Ve sonra bu minik buğu parçacıklarının her birinin içine girip onlarla yükseliyorum
Evrenin dört bir yanına onlarla taşınıp dağılıyorum
Tekrar rahmin içindeyim
Ben annemin rahmiyim
Ve içimde acı çeken, duvarlarıma çarpan, minicik bedenleri hırpalanıp duran tüm bebekleri kucaklayıp sarıyorum
Tutunamadıkları anlarda yanaklarını okşayıp bebek ellerini seviyorum
Ve kulaklarına fısıldıyorum
“
Bunu birlikte yapıcaz. Yanıdayım. Hiç bir yere gitmiyorum.
Biz biriz. Ve eşsiziz.
Yolcuğumuz aydınlığa ve öyle de olacak.
Birlikte ışığa kavuşucaz.
Henüz bir avuç hücreden ibaretmiş gibi görünsek de
Bu minik, karanlık evrenimizde
Biz kara maddeyiz
Henüz var olmamış olan
Şekillenmemiş ve tüm o enerjiyi dönüştürmeye her an hazır
Tüm olasılıklarız, henüz tezahür etmemiş olan...
Evrenin bir sonraki öyküsünü birlikte yazıcaz
Yaşama, var oluş serüvenine ve aşka dair...
“
Acı Çeken Tüm Çocuklara...
Yetişkin bedeni içinde çocukluğuna sıkışıp kalmış, acı çeken tüm ruhlara...
İthaf ediyorum
Zeynep Kaplan
Kaleme Aldığım: 16 Ağustos 2022 (9:33)
Blog'umda İlk Yayımladığım Tarih: 16 Ağustos 2022
Yazarın Notu:
Bir süredir neden ölmek isteme hissinin bu kadar sık gelip durduğunu irdeliyordum. Bilinç altımı tırmalamayı severim. Tanıyanlar bilir. Bilinç altımın aralıklarından sızanları zihnimin süzgecinde toparlamaya çalışıp bu yazıyı çıkardım.
Sanırım yine de bir şekilde hissedildiği haliyle sunulamıyor ve yazıya dökülemiyor.
Ne yazık ki...
Yine de
Yokluğun, hiçliğin, ölmek hissinin karanlığından sıyrılıp yaşamı seçmek...
Aşkı bulmaya giden ilk adım, kim bilir...
Öyle de olur belki...
*
Dün akşamki yine ve hep doyurucu olan sohbetimiz beni yine çok etkilediği, tetiklediği, harekete geçirdiği için de Şebnem'in gözlerinden öpüyorum. Öpücükler. Kalpler!
İlham Perisi misin nesin :)
eline sağlık, çok güzel bi yazı olmuş
ReplyDeleteSüper💜💜
ReplyDeleteTeşekkürler
Delete